UNAIDS, Sıfır Ayrımcılık Günü'nde Eşitsizliğe Dikkat Çekiyor
UNAIDS (Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı), bireylerin veya grupların farklılıkları sebebiyle toplum içinde haklarının her platformda korunmasını ve savunulmasını desteklemek amacı ile 2014 yılında 1 Mart gününü “Dünya Sıfır Ayrımcılık Günü” olarak kabul etmiş ve tüm dünyaya duyurmuştur. Ayrıca her yıl 1 Mart Dünya Sıfır Ayrımcılık Günü'nde tüm hükümetlere, yasa ve politikalarındaki damgalayıcı ve ayrımcı uygulamaları incelemeleri, eşitlik ve eşit katılım sağlamaları için çağrıda bulunuyor.
2021 yılı temasında; HIV yaylımını ve ayrımcılığı azaltmak için eşitsizlik ile mücadelenin önemine dikkat çeken UNAIDS, ‘Dünya Sıfır Ayrımcılık Günü’ için bir bildiri yayımladı.
Bu yıl Sıfır Ayrımcılık Günü’nde, UNAIDS, dünyada süregiden gelir, cinsiyet, yaş, sağlık durumu, meslek, engellilik, cinsel yönelim, madde kullanımı, cinsel kimlik, ırk, sınıf, etnik köken ve din konularını kapsayan eşitsizliğe son vermek adına harekete geçmek için acil ihtiyaç içinde olduğumuzun altını çiziyor.
Eşitsizlik, ekonomik ve toplumsal kalkınmayı engelleyip aradaki farkın daha da kötüye gitmesine yol açarak dünya nüfusunun %70’inden fazlasını kapsayacak şekilde büyüyor. Yeni COVID-19 aşıları ortaya çıksa da, bu aşılara erişimde büyük eşitsizlikler var. Bu yüzden COVID-19 en çok da en savunmasız grupları etkiliyor. Birçok kişi bu durumu aşı ayrımcılığı olarak nitelendiriyor.
Ayrımcılık ve eşitsizlikler birbiriyle bağlantılı haller. İster yapısal ister sosyal olsun, bireylere yönelik ayrımcılığın çeşitleri çok sayıda eşitsizliğe (örneğin gelir, eğitim-öğretim, sağlık alanı ve istihdam) sebebiyet verebilir. Bunun yanı sıra, eşitsizliğin kendisi de damgalanmaya ve ayrımcılığa sebebiyet verebilir. Bu yüzden ayrımcılığa yön veren eşitsizlikleri azaltmak hayati bir öneme sahip. Kilit topluluklara dâhil olan kişiler çoğu kez ayrımcılığa ve damgalanmaya maruz kalıyorlar. Birçok durumda da hukuki yaptırımlar aracılığıyla suçlu ilan edilip hedef gösteriliyorlar. Araştırmalar gösteriyor ki bu sosyal ve yapısal ayrımcılık, adalete erişimde ve sağlık hizmetlerinde kayda değer eşitsizliklere neden oluyor.
Eşitsizlik ve ayrımcılık ile mücadele etmek HIV/AIDS’i sonlandırmada hayati öneme sahip. Tüm dünyanın 2030’a kadar HIV/AIDS’i sonlandırmış olacağına dair verdiği sözü yerine getirememesi HIV/AIDS’i yenmek için yararlanılması gereken bilgi, kapasite ya da araçların eksikliğinden değil; HIV’in önlenmesi ve tedavisinde kullanılan ispatlanmış çözümleri engelleyen yapısal eşitsizlikler yüzündendir. Örneğin, yakın zamanda yapılan çalışmaya göre eşcinsel erkekler ve erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkekler destekleyici yasaların bulunduğu bir ülke yerine cinsel yönelime karşı cezalandırıcı bakış açısı olan bir ülkede yaşıyorlarsa HIV ile enfekte olma ihtimalleri iki kat artabiliyor. HIV ile İlişkin Her Türlü Damgalama ve Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Küresel Ortaklık Hareketi (The Global Partnership for Action to Eliminate all Forms of HIV-Related Stigma and Discrimination), damgalanma ve ayrımcılığın yer aldığı eşitsizliğin yaratıldığı ya da pekiştirildiği 6 ortam tanımladı: sağlık sektörü, eğitim sektörü, iş yeri, adalet sistemi, aile ve topluluklar, son olarak da acil yardım gerektiren durumlar ve afet ortamları.
Bilindiği üzere “eşitsizlik ile mücadele” yeni oluşturulmuş bir hedef değil. 2015 yılında bütün ülkeler, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (Sustainable Development Goals)kapsamında, ulusal ve uluslararası çapta eşitsizlikleri azaltmaya söz verdiler. Fakat bu hedef hala yerine getirilebilmiş değil. Eşitsizlik ile mücadele, HIV/AIDS’i sonlandırmada önemli bir rol oynamasının yanı sıra, HIV ile yaşayan bireylerin insan haklarını da ön plana çıkaracak, toplumları COVID-19’u ve diğer salgın hastalıkları yenme, ekonomik iyileşme ve istikrar desteği sağlama konusunda daha hazırlıklı hale getirecektir. Eşitsizlik ile mücadelede verilen sözün tutulması milyonlarca insanın hayatını kurtaracak ve toplumun bütününe yarar sağlayacaktır. Bunu başarmak için de eşitsizliğin tüm boyutları ile mücadele etmeliyiz.
Ancak tüm bireylerin değerli olması ve saygı görmesi için siyasi, ekonomik ve sosyal politikalar herkesin hakkını korumalı ve dezavantajlı ve ötekileştirilen grupların ihtiyaçlarını dikkate almalıdır.
Eşitsizliği sonlandırmak için dönüştürücü değişim gerekiyor. İleri derecede yoksulluğu ve açlığı ortadan kaldırmak için çok daha büyük çabalara gerek duyulurken; bir yandan da sağlık, eğitim, sosyal koruma ve düzgün işler gibi alanlara daha çok yatırım yapılması gerekiyor.
Hükümetler kapsayıcı sosyal ve ekonomik büyümeyi desteklemelidirler. Fırsat eşitliği sağlamak ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için ayrıştırıcı yasalar, politikalar ve uygulamalar da kaldırılmalıdır.
Fakat bizler de ayrımcılığa tanık olduğumuzda buna dikkat çekerek, örnek teşkil ederek ya da bir yasanın değiştirilmesine destek olarak kendi payımıza düşen sorumlulukları yerine getirebiliriz. Ayrımcılığı sonlandırmada ve eşitsizliği azaltmada hepimizin üzerine düşen görevler var.
Eğer insanlar daha iyi bir yaşam şansından mahrum olursa, sürdürülebilir kalkınma gerçekleşemez ve dünyayı herkes için daha iyi bir yer haline getirememiş oluruz. Günümüz dünyasında hepimiz etkileşim içindeyiz. Küresel eşitsizlik, kim olduğumuza ya da nereden geldiğimize bakmaksızın hepimizi etkiliyor.
Bu Sıfır Ayrımcılık Günü’nde insanların dolu dolu ve üretken bir yaşam sürmesine engel olan eşitsizliklerle ilgili farkındalık yaratma sürecinde ve hükümetlerden ayrımcılığın tüm boyutlarını ortadan kaldırmaya yönelik verdikleri sözleri tutmalarını ve yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep etme sürecinde bize katılın.
Kaynak:
Çeviri için gönüllümüz Burak Güzel’e çok teşekkür ederiz.
Comments