CommUnity HIVision Toplantısına Katıldık
CommUnity HIVision toplantısı 20-21 Kasım tarihlerinde Amsterdam’da Steinberger Otelde 35 ülkeden 150 kişinin katılımı ile gerçekleşti. Yoğun olarak öznelerin konuştuğu toplantıda HIV’in küresel etkileri ele alındı. Tedaviye erişimin Dünya çapında eşit ve adil olması, damgalanma ve ayrımcılığın engellemesinin önemi konuşuldu.
Gilead’in desteği ile özel davet usulü ile düzenlenen toplantıda HIV alanında çalışan komüniteler; dernekler, inisiyatifler, HIV ile yaşayanlar, hekimler ve çeşitli meslek grupları bir araya getirildi. Toplantıda HIV ve AIDS pandemisinin sona erdirilmesinin üzeninde duruldu. HIV’in dünya üzerinde yarattığı etkilere tablolar eşliğinde bakıldı.
Uzun yıllardır HIV alanında çalışan uzmanlar / hekimler, dernek temsilcileri kendi ülkelerindeki deneyimlerini paylaştı. Çalışma grupları oluşturuldu ve olgular üzerinde çalışılarak sunumlar yapıldı.
İşte sizler için tuttuğumuz birkaç not:
“HIV’in yayılımını durdurmayı başarmanın yollarından bazıları; savunuculuk, topluluklar ve hizmet kullanıcılarıyla anlamlı etkileşim ve farklı sektörler arasında koordinasyondur.” dendi ve değişen yasalar, politikalar ve bütçeleme gibi süreçlerin birlikte yürütülmesi gerektiği de kaydedildi.
Damgalanma ve ayrımcılığın farkına varmadan, yayılımın da engellenemeyeceği söylendi. Küresel çapta kimi ülkelerde cezalandırıcı yasaların bulunmasının da damgalanma ve ayrımcılığı arttırdığı belirtildi.
Afrika başta olmak üzere Dünya çapında kullanılacak araçlar olduğu, ancak hepsinin kullanılamadığı konuşuldu. Dünya genelinde belirlenen Küresel Hedef adımları ile durumun iyileştiği ancak bu iyileşmenin eşit ve adil olmadığı da kaydedildi. 2023 verilerine göre 9.3 milyon kişinin (%23’ünün) tedaviye erişemediğinin altı çizildi. Tedaviye erişimin bir insan hakları meselesi olduğu belirtildi. Önce insan odaklı olmak gerektiği ve insanları olduğu görmenin de önemli olduğu konuşuldu.
ARV (HIV’i baskılayan) tedavilerinin devamlılığının sağlandığı ve en önemlisi herkesin eşit ulaşabildiği bir eylem planına ihtiyaç olduğu kaydedildi.
Temas Öncesi Profilaksi (TÖP / PrEP)’in uygulandığı ülkelerde HIV yayılımının nasıl azaldığına da işaret edildi. Bununla beraber 2025 hedeflerine ne kadar ulaştığı da konuşuldu. TÖP erişilebilirliği, ihtiyaç oluşturulması ve devamlılığı tartışıldı.
Göçmenler, mülteciler, erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkekler, translar, kadınlar ve kız çocuklarının kilit popülasyon olduğu söylendi. Kadınlar ve kız çocuklarının hala en yüksek oranlarda olduğunun altı çizildi.
Kadınların ve LGBTİ+’ların çoklu damgalanmaya maruz bırakıldığı ve şemsiye hizmetlere erişimde daha çok zorlandıkları konuşuldu.
Ayrımcılık ile damgalanma arasındaki fark anlatıldı. Ayrımcılık farklı - nesnel uygulamalara, damgalanma ise gerçek veya algılanan özelliklere dayalı olarak bireylerin veya grupların sosyal ve ekonomik olarak dışlanmasına yol açan karmaşık toplumsal bir süreç olduğu paylaşıldı.
Test, erişim ve tedavi önündeki engellerin kaldırılması, bu hizmetlerin tüm Dünya genelinde arttırılması gerektiği, ancak bu koşullarda HIV yayılımının durdurulacağı söylendi.
Toplum genelinde HIV’i ruhsal sağlık ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, eksik kalması durumunda HIV’e karşı daha savunmasız hale getirdiği belirtildi. Ruhsal sağlık sorunlarının bakım sürecinin her noktasını etkileyebileceği ve TÖP ve tedavi gibi şeylere uyumu azaltabileceği, bunun da HIV’e karşı duyarlılığı ve bulaşma potansiyelini arttırabileceği konuşuldu. HIV ile yaşayanlarda da sağlık sorunlarının dikkate alınması gerektiği, ruh sağlığı hizmetlerinin de entegre edilmesi ayrıca önemli dendi.
Yapılan bir memnuniyet anketinde; HIV ile yaşayanların kendi sağlıkları ile ilgili daha fazla söz sahibi olmak istediği ve sağlık çalışanları ile aynı şeyi konuşmadıkları konuşuldu. Sağlık çalışanları ve HIV ile yaşayanların aynı sayfada olmalarının, etkili bir iletişim halinde olmalarının önemi aktarıldı.
Kilo alımı ile ilaçların bağlantısı tartışıldı. Bazı ilaçların kilo alımına neden olabildiği ancak düzenli beslenme, spor, sağlıklı yaşam koşullarının yerine getirilmesiyle önlenebildiği üzerine konuşuldu.
HIV ile Kardiovasküler sağlık durumlarının etkileri slaytlar eşliğinde sunuldu. HIV tanısı alan kişilere Statin başlanmasının bu durumları engelleyebildiği anlatıldı.
Dünya verileri ile birlikte HIV ve yaşlanma etkileri konuşuldu. Özellikle 40 yaş üstü HIV ile yaşayanlarda HIV’in etkilerinin olup olmadığı tartışıldı. Yaşam koşullarının; sigara - madde - alkol kullanımı / sağlıklı beslenme / iyi uyuma / egzersiz yapmak / stresten uzak durmak gibi pratiklerin önemli olduğu değerlendirildi.
Yeterince kişinin HIV topluluğunu duymadığı ve toplulukların liderlik etmeleri gerektiğinin altı çizildi.
Davetleri için Gilead Global’e çok teşekkür ederiz.
Commentaires