top of page
Yazarın fotoğrafıPOZİTİF İZ

Bugününü Test Et, Yarınını Tanı Kampanyası

AVRUPA HIV TESTİ FARKINDALIK HAFTASI

TÜRKİYE’DE DE HAYATA GEÇİRİLDİ


Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası kapsamında konuyla ilgili hekimler ve Sivil Toplum Kuruluşları, 21 Kasım 2023 Salı akşamı DADA Sahne’de düzenlenen lansmanda bir araya geldi.

HIV alanında faaliyet gösteren hekimler ve Sivil Toplum Kuruluşları bir araya gelerek 21-27 Kasım Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası’nı bu yıldan itibaren ülkemize kazandırdı. Bu vesileyle hayata geçirilen “Bugününü Test Et, Yarınını Tanı Kampanyası” ile de toplumdaki HIV farkındalığının artırılması hedefleniyor. Haftanın hayata geçirilmesi kapsamında Gilead’ın ev sahipliğinde ve Okan Bayülgen’in moderatörlüğünde konuyla ilgili paydaşlar, 21 Kasım 2023 Salı akşamı DADA Sahne’de düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya geldi.


Gilead Türkiye’nin öncülüğünde başlatılan kampanyada; AIDS ve CYBHD, EKMUD, GUNIDER, HAKED, HIVEND, KLIMIK, Pozitif-iz Derneği, Pozitif Yaşam Derneği, Türkiye Aile Sağlığı Planlaması Vakfı* bir araya gelerek güçlerini birleştirdi.

Avrupa HIV Testi Farkındalık Haftası kapsamında, 2013 yılından bu yana, toplum, sağlık çalışanları ve karar vericilerde HIV testinin önemi konusunda farkındalık yaratılması amaçlanıyor. Avrupa’da olduğu gibi artık Türkiye’de de 21-27 Kasım Avrupa HIV Test Farkındalığı Haftası olarak etkinliklerle geçen bir haftaya dönüşüyor. Hafta boyunca düzenlenen etkinliklerde HIV testinin yanı sıra erken tanı ve tedaviye erişimin öneminin de anlatılması hedefleniyor. Ayrıca hafta kapsamında, test yaptırmak isteyenlerin ücretsiz ve kimlik bilgisi vermeden test yaptırabilecekleri yerler ve bilgileri paylaşılarak, Sağlık Bakanlığı’nın toplumu HIV enfeksiyonuna yönelik risklerden koruma hedefine hizmet edilecek.


Okan Bayülgen’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde; HIV alanında uzman hekimler ve dernek sözcüleri, Türkiye’de ve dünyada HIV alanında güncel durum, doğru bilinen yanlışlar, kadın ve çocuk sağlığı açısından önemi, test ve tanıya erişimin neden önemli olduğu, yayılımı engellemek için atılması gereken adımları ele aldılar. Ayrıca, anonim test merkezleri, dünyada HIV test sürecinin nasıl işlediği, toplumsal damgalanma konuları, HIV tanısı alan kişilerin nasıl bir yaşam sürdüğü, nelere ihtiyaç duyduğu gibi çok önemli noktalar üzerinde duruldu.


ERKEN TANI VE TEDAVİYE ERİŞİM MESAJLARI VERİLDİ

Gilead Türkiye Medikal Müdürü Serhan Sevgi yaptığı açılış konuşmasında; sosyal farkındalık yaratmak için ortak akıl ve bilinçle hareket edilmesine, ve bunu sürdürülebilir kılmak içinse doğru iş birlikleri yapmanın kilit rol oynadığına dikkat çekti.


Pozitif-iz Derneği kurucu üyesi Çiğdem Şimşek HIV tanısı alan kişilerin neler yaşadıklarına ve özne derneklerinin onlara nasıl yardımcı olduklarını paylaştığı konuşmasında şu mesajlara yer verdi;

“İlk HIV tanısı aldıklarında büyük şok ve travma yaşayan kişiler ilk önce ne yapacaklarını bilemiyor. ‘HIV’ denen ve hakkında hep olumsuz şeyler duyduğumuz ‘bu şeyi’ hayatlarının neresine koyacaklarını bilemiyorlar. Tam da bu noktada bizler HIV ile yaşayan dostlarımıza elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz. HIV ile yaşamlarını normalleştirmeleri için akran danışmanlığı veriyor, güçlenmeleri için kapasite geliştirme eğitimleri düzenliyoruz.


Öte yandan Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS)’in belirlediği 95-95-95(+95) Küresel Hedeflerde ilk üç sırada yer alan; tanı – tedavi ve viral baskılama kadar dördüncü basamakta bulunan ‘kaliteli yaşam’ da öne çıkan önemli bir başlık. HIV tanısı alan kişilerin damgalanmadan ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamaları, HIV yayılımını engellemenin anahtarı.


Bugün, HIV ile yaşayan kişiler herkes gibi hayatın her alanında var olmaya devam edebiliyorlar. Damgalanma ve ayrımcılığı sonlandırmak için en önemli şey HIV ve HIV ile yaşayanlara yapıştırılan etiketlerin tek tek çıkarılması ve doğru bilgilenmek.”


PANELDEN SATIR BAŞLARI


Panelde konuşmacı olan Sivil Toplum Kuruluşları olan; AIDS ve CYBHD, EKMUD, GUNIDER, HAKED, HIVEND, KLIMIK, Pozitif Yaşam Derneği, Türkiye Aile Sağlığı Planlaması Vakfı* tanı- tedavi ve takip başlıklarının yanı sıra sosyal mesajlar da verdi.


Dr. Asuman İnan (KLİMİK / Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği):

“Geçmiş yıllarda dünya çapında artmış olan HIV enfeksiyonunun yayılımı, erken tanı ve etkin tedavi yöntemlerinin kullanılması ve geniş çaplı kontrol programlarının kararlılıkla uygulanması sayesinde günümüzde pek çok ülkede kontrol altına alındı. Artık biliyoruz ki viral yük belirlenemeyen düzeydeyse HIV’in cinsel yolla bulaşma olasılığı yoktur. Buna Belirlenemeyen=Bulaştırmayan diyoruz. Bu sayede HIV ile yaşayan kişilerin HIV’i bulaştırma risklerinin kalmadığı ve doğal yollarla çocuk sahibi olabildikleri kanıtlandı.”


Dr. İftihar Köksal (ENFEKDER / Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği):

“Dünyanın pek çok ülkesinde yıllık yeni vaka sayıları, son 10 yılda sabit kalmış ya da azalma trendine girmişken Türkiye’de yıllık yeni vaka sayısı artışı, maalesef dünya genelinde en üst sıralarda yer alıyor. Türkiye, tedaviye erişim ve tedavide başarılı ancak, test ve tanıda hedeflerin maalesef gerisinde. Ayrıca dünya çapında azalma trendine girdiği halde ülkemizde hala yayılma eğiliminde olan HIV enfeksiyonunun giderek daha genç yaşlarda saptandığını görüyoruz. Hekimler olarak enfeksiyonun yayılımını önlemek için en öncelikli aksiyonun tanı koymak olduğına inanıyoruz. Ülkemizde sağlık kuruluşlarında HIV testi güvenle yapılıyor. Bununla birlikte, tanı alan kişiler damgalanmaya maruz kalmaktan çekinebildikleri için testlerin anonim şekilde yani kimlik bilgisi paylaşmadan da yapılabiliyor olması çok önemli. Her ne kadar artış gösteren bir enfeksiyon olsa da HIV’in tedavisi mümkün. Bu noktada HIV enfeksiyonunun önlenmesi ve HIV’den korunma için ilk basamak, farkındalık. HIV şüphesi yaşayan kişiler mutlaka sağlık birimlerine giderek test yaptırmalı. Avrupa’da da kutlanan Test Farkındalığı haftasının bu farkındalığın artmasına katkıda bulunmasını hedefliyoruz. ”


Dr. Hayat Kumbasar (HIVEND / HIV Enfeksiyonu Derneği) :

“HIV enfeksiyonu; halen toplumda ölümü, farklı cinsel yönelim/kimlik, tedavisi olmayan bir enfeksiyonu çağrıştırarak ayrımcılığa neden olsa da, gerçekte tüm toplumu etkileyebilen, tedavi ile uzun ve kaliteli yaşamın mümkün olduğu kronik bir sağlık durumu olarak tanımlanabilir. HIV enfeksiyonu, temelde korunmasız cinsel temasla, kan ve kan ürünleri ile ve önlemler alınmazsa anneden bebeğe gebelikte, doğumda ve emzirme yolu ile bulaşabilir. Toplumda korunma yöntemlerinin doğru şekilde uygulanması ve HIV ile yaşayan kişilerin erken tanı ve tedavisi ile enfeksiyonun yayılımının önüne geçmek mümkün. Bu nedenle; toplumu test konusunda bilinçlendirmek ve teste teşvik etmek, belki de bu konudaki en önemli toplum sağlığı politikası olmalı. HIV enfeksiyonuna cinsiyet bazlı bakacak olursak, aslında en savunmasız grubu kadınlar oluşturuyor. Tanı çoğunlukla gecikmekte, tanısını bilmeyen - dolayısıyla tedavi almamış gebe kadınlar, engellemek mümkün iken ve çok geç müdahale edildiği için HIV ile enfekte bebekler hayata getirebiliyor. Dolayısıyla kadınlar bilinçlendirilmeye en fazla ihtiyacı olan hedef gruplardan birisidir.”


Dr. Yeşim Taşova (HAKED&GÜNİDER/ HIV AIDS Korunma ve Eğitim Derneği & Güneydoğu Nöroloji İnfeksiyon Derneği):

“Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) tarafından dünya çapında yıllık yeni vaka sayılarının 2000’li yılların başlarından itibaren düşüşe geçtiği tahmin edilirken, T.C. Sağlık Bakanlığının yayımladığı verilere göre, Türkiye’de yeni vaka sayılarının hızla artmaya devam ettiği gözlemleniyor.


Yakın zamanda yapılmış olan bir çalışmada hâlihazırda yaklaşık %40 olarak tahmin edilen HIV pozitif durumunu bilme oranının %95 seviyesine çıkarılması durumunda, 2040 yılına gelindiğinde olası vakaların önemli ölçüde önlenmiş olacağı varsayılıyor. Çünkü bireyler HIV pozitif durumunu bilip tedavi altında olduklarında, viral yükleri belirlenemeyen düzeydeyse HIV’in cinsel yolla bulaşma olasılığı yoktur. Bu nedenle bugünden başlayarak test farkındalığını ülkemizde artırmayı önemsiyoruz.”


Dr. Hüsnü Pullukçu (EKMUD / Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği):

“Türkiye HIV/AIDS Programı (2019-2024), 3 temel amaç doğrultusunda şekillendirildi.. HIV/AIDS yeni vaka sayısı ve enfeksiyona bağlı ölümleri azaltmak, HIV/AIDS’e yönelik sağlık hizmetlerinin kapasitesini genişletmek ve HIV ile yaşayan kişilere yönelik ayrımcılığı ve mahremiyet ihlallerini önlemek. Bu noktada toplumun HIV’i tanıması, bulaş yollarını öğrenmesi son derece önemli. Örneğin, HIV’in öpüşmekle ya da aynı çatal bıçağı kullanmakla bulaşmayacağı bilgisi dahi ne yazık ki toplumda yeterince özümsenmiş değil. Dünya AIDS günü ve HIV Test Farkındalığı Haftası gibi özel gün ve haftalar vesilesiyle bu bilincin artırılması önemli bir ihtiyaç.”


Dr. İlkay Akbulut (ACYBHD / AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği):

Ülkemizde tüm sağlık kurumlarında HIV testi yapılıyor. İstanbul’da ve birkaç şehirde daha bulunan gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinde ise anonim olarak HIV testi yaptırabiliyorsunuz. Bu merkezlerde HIV testi yaptırdığınızda isim veya T.C. kimlik numarası vermek zorunda değilsiniz. Tanı pozitif çıkarsa bu bir kodla Sağlık Bakanlığı’na bildiriliyor. HIV’de erken tanı çok önemli. Çünkü HIV, tedavisi olan bir enfeksiyon. Ancak tanı alınmadığı ve tedavi edilmediği zaman ağır sonuçları olabiliyor. Türkiye’de bir kez tanı aldıktan sonra tedaviye erişim olanaklarımız çok gelişmiş. Toplumda bulaşı azaltmak için mutlaka tanı koyabilme yüzdemizi artırmamız ve bu kişileri tedavi altına almamız gerekli. Bunun için de başta risk altındaki kişilere yönelik olmak üzere teste erişim olanaklarını genişletmeli ve güçlendirmeliyiz.”


Canberk Harmancı (Pozitif Yaşam Derneği):

“Türkiye’de yılda 8 milyon HIV testi yapılıyor ama bu testlerin 18-45 yaş arası aktif cinsel hayatı olan kişilere yapılması önemli bir nokta. Partnerinizin kim olduğunun bir önemi olmaksızın korunmasız tüm cinsel ilişkiler HIV ile karşılaşmanıza neden olabilir. Bugün HIV’e dair en zayıf noktamız enfeksiyonla karşılaşma riskini bilmeyen veya yanlış bilen kişilerin korunmayı ihmal etmesi. Bu konuda farkındalık çok önemli. Biz onlara elimizden gelen desteği sunuyoruz. Ancak tedavi protokollerinin psiko-sosyal desteği de içermesi gerekiyor. Tanı alıp doğru tedaviye ulaşmanız hayatınızı hiç değiştirmeden sağlıkla yaşamanızın anahtarı olacaktır.”


Nurcan Müftüoğlu (TAPV / Türkiye Aile Sağlığı Planlaması Vakfı): “TAP Vakfı olarak amacımız, ekonomik ve sosyal gelişme için Türk ailesinin sağlıklı bir biçimde yaşamını sürdürmesi yolunda, üreme sağlığı, ana-çocuk sağlığı ve cinsel sağlık koşullarını iyileştirerek, kişilerin, özellikle gençlerin, ailelerin ve toplumun yaşam kalitesini yükseltmek ve kadınların aile içinde ve toplumda sosyal statülerini geliştirmek. Bu doğrultuda biz de vakıf olarak HIV konusunda toplumda farkındalık yaratılması için her türlü desteği veriyoruz.”


HIV’İN GELECEĞİNE DAİR UMUDU RESMEDELİM”


Haftanın kamuoyuna duyurulması nedeniyle düzenlenen toplantının başında salonda bir resim sanatçısı siyah-beyaz bir tablo üzerinde çalışmaya başladı. Sanatçı, HIV testi yaptırarak tanı alan bir kişinin içindeki kuşkuyu sona erdirerek geleceğe umutla bakmasını resmetti. Etkinlik sırasında katılımcılar geleceğe dair umut dolu mesajlarını yazdı. Etkinlik sonunda ise renkli, umut dolu yarınlara gönderme yapılan eser, katılımcıların mesajlarıyla tamamlandı.







Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


hiv tdvisinde yeni dönem
bottom of page