13. İleri Düzeyde HIV/AIDS Kursu’na Katıldık

HIV alanında uzmanlaşmış sağlık profesyonellerinin bilgi ve becerilerini geliştirmek amacıyla düzenlenen 13. İleri Düzeyde HIV/AIDS Kursu, bu yıl da 5-6 Nisan 2025 tarihlerinde, İzmir Anemon Otel'de yoğun katılım ve büyük bir ilgiyle hibrit olarak gerçekleştirildi.

Alanında öncü akademisyenlerin ve deneyimli klinisyenlerin katkılarıyla gerçekleşen kurs, güncel bilimsel gelişmeleri ve tedavi yaklaşımlarını katılımcılarla buluşturdu. Prof. Dr. Deniz Gökengin ve Dr. Mike Youle’un eş başkanlığında yürütülen kurs; Ege Üniversitesi HIV/AIDS Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEHAUM), The Training and Resource Initiative / Eğitim ve Kaynak Girişimi (JUSTRI) ve International HIV Partnerships / Uluslararası HIV Ortaklıkları (IHIVP) işbirliğinde düzenlendi.

150 katılımcının olduğu kurs kapsamında HIV’in immünolojik ve virolojik temellerinden güncel antiretroviral tedavi seçeneklerine, fırsatçı enfeksiyonlardan özel hasta gruplarının yönetimine kadar geniş bir yelpazede teorik ve pratik bilgiler paylaşıldı. Aynı zamanda HIV ile yaşayan kişilerin karşılaştığı sosyal, psikolojik ve hukuki sorunlara da dikkat çekilerek, bütüncül bir sağlık yaklaşımının önemi vurgulandı.

13. İleri Düzeyde HIV/AIDS Kursu, yalnızca tıbbi bilgi aktarmakla kalmayıp aynı zamanda HIV alanında çalışan sağlık profesyonelleri arasında güçlü bir dayanışma ağı kurulmasına da katkı sağladı. Bilimsel bilgi ile insan hakları temelli yaklaşımın bir araya geldiği bu önemli etkinlik, HIV ile yaşayan kişilerin yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarda önemli bir kilometre taşı olmayı sürdürüyor.

TÜRKİYE’DE KİMYASAL SEKSİ ANLAMAK VE YÖNETMEK

Pozitif-iz Derneği’ni temsilen kursa katılan aktivist Çiğdem Şimşek, Türkiye’de giderek daha fazla gündeme gelen kimyasal seks (chemsex) konusunun detaylıca ele alındığı oturumun moderatörlüğünü üstlendi.

Çiğdem Şimşek - Harun Tulunay - Ben Collins

Oturumda ilk sözü ReShape'in (International HIV Partnerships) direktörü Ben Collins aldı. Ben Collins, oturumda chemsex (kimyasal seks) kavramının ne olduğuna dair kapsamlı bir çerçeve sundu. Chemsex’in, özellikle eşcinsel ve biseksüel erkekler arasında yaygın olarak görülen, cinsel ilişki sırasında psikoaktif maddelerin – özellikle metamfetamin, GHB/GBL ve mephedron – kullanımıyla ilişkilendirilen bir pratik olduğunu aktardı. Aynı zamanda chemsex’in HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar açısından taşıdığı riskleri, ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ve bu konudaki sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan zorlukları da ortaya koydu. Collins’in yaklaşımı, kişileri suçlamaktan uzak, kapsayıcı ve insan hakları temelli bir çerçeve sunarak, bu alanda yürütülecek destekleyici hizmetlerin önemine işaret etti.

Positively UK adına kursa katılan aktivist Harun Tulunay, Türkiye’de chemsex pratiği üzerine yürütülen kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarını katılımcılarla paylaştı. Sunumunda, chemsex’in Türkiye’de giderek daha görünür hâle geldiğini, ancak bu konuda veri eksikliğinin ve sağlık sisteminde hizmet boşluklarının ciddi bir sorun oluşturduğunu vurguladı. Araştırmanın bulguları, kimyasal madde kullanımıyla ilişkili risklerin yanı sıra, bu kişilerin sağlık hizmetlerine erişimde yaşadığı damgalanma, dışlanma ve psiko-sosyal desteğe duydukları ihtiyacı da ortaya koydu. Harun Tulunay, bu araştırmanın, Türkiye'de chemsex yaşayan kişilerin gerçek ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılması ve uygun müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi açısından önemli bir zemin oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, araştırmanın yalnızca risklere odaklanmakla kalmayıp, aynı zamanda kişilerin yaşadığı deneyimleri görünür kılarak, hizmet sağlayıcılar için empati temelli yaklaşımlara kapı araladığını ifade etti.

Sağlık sistemlerinin ve hizmet sağlayıcıların bu konudaki yaklaşımının genellikle yetersiz ve yargılayıcı olduğunu dile getiren Tulunay, kişilerin destek mekanizmalarına erişimini kolaylaştıracak, utandırıcı olmayan ve empatiye dayalı hizmet modellerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Harun Tulunay’ın içten ve etkileyici anlatımı, katılımcılarda güçlü bir farkındalık yaratarak chemsex’in sadece bir halk sağlığı sorunu değil, aynı zamanda bir insan hikâyesi olduğunu hatırlattı.

Oturumun kapanışını yapan Çiğdem Şimşek, kimyasal seksin HIV tanısını hızlandırabileceğine dikkat çekerek, bu tür riskli davranışların HIV’in daha hızlı yayılmasına neden olabileceğini belirtti. Şimşek, HIV tedavisi gibi uzun süreçlerde hekim ve hasta arasındaki güven ilişkisinin hayati önem taşıdığını vurguladı. Şunları söyledi: “Bu güven, hastanın tedaviye uyumunu artırmak, tedavi sürecindeki zorluklarla başa çıkmak ve psikolojik destek almak için temel bir unsur oluşturuyor. Hekimlerin empatik, saygılı ve anlayışlı bir yaklaşım sergilemeleri, hastaların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Güvenli bir ilişki, tedavi sürecinin her aşamasında hastaların açıkça iletişim kurmasını, sorular sormasını ve tedaviye aktif katılımını teşvik eder. Ayrıca, bu güven, hastaların daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmelerini ve sağlık sorunlarına erken müdahale edebilmelerini mümkün kılar.”

Şimşek, farkındalık yaratılmasının hem bireysel sağlık hem de toplum sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olduğunu sözlerine ekledi.