HIV ile yaşayanlar / HIV ile yaşayan insan veya kişi / HIV pozitif kişi
‘lı–‘li gibi ekler zemininde önyargıyı beslemekte ve ‘öteki’ bir gruba ait olduğunu ima etmektedir. Örneğin; ‘HIV’li veya AIDS’li kişi’ tanımlamaları ayrımcılığı destekleyen ifadelerdir.
‘HIV taşıyıcısı’ söylemi de HIV’in kişi üzerinde bir ağırlık/yük olduğuna işaret etmektedir.
Bunların yerine: Sadece ‘HIV ile yaşayan’, ‘HIV pozitif’, ‘HIV pozitif kişi veya HIV ile yaşayan kişiler veya insanlar’, ‘HIV ile enfekte kişi’ demek yeterlidir.
HIV bulaşı çoğunlukla ‘HIV kapmak’ veya ‘Hastalık kapmak’ olarak ifade edilir. ‘Kapmak’ kelimesi HIV pozitif kişinin bir ‘suç/günah’ ile enfekte olduğunu vurgulamakta ve önyargı oluşturmaktadır.
Bunun yerine: ‘HIV ile enfekte olmak’ tercih edilmelidir.
HIV’in bulaş ve bulaşmama yollarını anlatırken
HIV’in cinsel ilişki ile bulaşını anlatırken genellikle ‘Homoseksüel’ veya ‘Heteroseksüel’ ilişki olarak tanımlanmaktadır. Burada kişilerin cinsel yönelim veya cinsel kimliğine odaklanmaktan ziyade, ilişkinin yöntemine bakmak gerekir. Esas dikkat çekmemiz gereken noktalar; yaşanan ilişkide kondom kullanıldı mı, kullanılmadı mı? ve ilişki anal mı yoksa vajinal mi yaşandı?
Şiddetsiz bir anlatım
HIV ve AIDS’i konuşurken veya görsel imaj olarak kullanırken, şiddetsiz bir anlatım dili tercih etmeliyiz. HIV’e ve HIV ile yaşayan kişilere yönelik bilgi eksikliğinden kaynaklı var olan önyargıları, farkında olmadan kullanılan dil veya görsel ile de körüklenebilir.
Anlatımlarımızda mümkün olduğunda silah/savaşmak/kırmak/parçalamak/ öldürmek… gibi şiddet söylemlerinden kaçınılmalıdır.
Örneğin;
Görsellerimizde kan, iğne, cinsellik içeren ve yüzü kapalı/saklı veya kasları zayıflamış (özellikle de siyahi) insanlar kullanılmamalıdır.